James Webb, yıldızlar ortasında gizemli bir cisim keşfetti!

NASA’nın ihtilal niteliğindeki James Webb Uzay Teleskobu (JWST), yıldızlar ortasında özgürce dolaşan gizemli bir obje tespit etti. Bilim insanları, “gezegen kütleli” bu cismi SIMP 0136 olarak isimlendiriyor. Yaklaşık Jüpiter’in 13 katı kütleye sahip olan bu obje, Dünya’dan sırf 20 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve saatte binlerce kilometre süratle dönerek 2,4 saatte bir tam tipini tamamlıyor.

Samanyolu’nda yalnız bir dev

James Webb’in gelişmiş kızılötesi müşahedeleri, bu gök cisminin atmosferinde karmaşık bulut katmanları ve sıcaklık değişimleri olduğunu ortaya koydu. Yapılan araştırmalar, SIMP 0136’nın Jüpiter ve Satürn üzere gaz devleriyle benzerlikler taşıdığını lakin bir yıldıza bağlı olmadan uzay boşluğunda sürüklendiğini gösteriyor.

Bilim insanları, bu gizemli objenin kahverengi cüce olabileceğini düşünüyor. Kahverengi cüceler, ne tam manasıyla bir yıldız ne de bir gezegen olan, orta formdaki gök cisimleri olarak biliniyor. Lakin SIMP 0136, bildiğimiz kahverengi cücelerden daha düşük kütleye ve farklı atmosferik özelliklere sahip.

NASA’nın Hubble ve Spitzer teleskopları daha evvel SIMP 0136’nın parlaklık değişimlerini gözlemlemişti. Fakat James Webb’in hassas spektrografi aygıtları, bu cismin atmosferinde karbon monoksit, karbon dioksit ve metan üzere moleküllerin farklı yoğunluklarda bulunduğunu keşfetti. Baş araştırmacı ve Trinity College Dublin yardımcı doçenti Johanna Vos, “Şimdiye kadar Hubble’dan yalnızca yakın kızılötesi spektrumun küçük bir dilimine ve Spitzer’den birkaç parlaklık ölçümüne sahiptik” dedi.

Bilim insanları, SIMP 0136’nın atmosferini ayrıntılı incelemek için yüzlerce ışık eğrisi modeli geliştirdi. Çalışmalar, bu objenin atmosferinde sistemsiz bulut yapıları ve “sıcak noktalar” olabileceğini gösteriyor. Parlak “sıcak noktalar” daha evvel radyo dalga uzunluklarında tespit edilen auroralarla yahut atmosferin derinliklerinden gelen sıcak gazın yükselmesiyle bağlantılı olabilir. Araştırmacılar, bu müşahedeler sayesinde gezegen atmosferlerinin vakit içindeki değişimlerini daha âlâ anlayabileceklerini belirtiyor.

“Eğer uzak bir gezegeni inceliyorsak ve tek bir ölçüm yapabiliyorsak, o ölçümün gezegenin tamamını temsil etmeyebileceğini unutmamalıyız” diyen Vos, bu cisim özelinde kimya kısmının tam olarak çözülemediğini belirterek “Ancak bu sonuçlar hakikaten heyecan verici zira bize metan ve karbondioksit üzere moleküllerin yoğunluklarının yerden yere ve vakitle değişebileceğini gösteriyor” sözlerini kullandı.