
Çiftçimizin, Mezopotamya’daki pazar yerinde mallarını takas etmesinden yüzyıllar sonra, aynı bölgedeki Asur Krallığı’nda Kral Sennacherib (MÖ 705-681) zamanında, bakırdan, altından ve tunçtan yapılmış küçük, madeni yuvarlaklar takas ve ödeme aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu küçük, madeni yuvarlaklar, çeşitli boy ve şekilde, farklı değerlerdeydi ve her yerde geçiyordu. Kral Sennacherib, bu madeni yuvarlaklardan birçoğuna sahipti, çünkü onları kendi yaptırıyordu. Muhtemelen de devrinin en zengin insanlarından biriydi. Bu kralın aklına, kendi yaptığı madeni yuvarlaklara bir işaret koymak geldi. Böylece, üzerinde sadece bir tanrıçanın portresi basılmış olan gümüş paralar yaptırdı. Paraya bu şekilde kabartmalar koyduran ilk kişinin Sennacherib olup olmadığı bugün bile tam olarak ispatlanamıyor. Fakat MÖ 800-600 yılları arasında o ve Anadolu’nun diğer kralları, paraların üzerine belirli işaret ve semboller koyduran ilk kişilerdi. Bu işleme “baskı” adı verilmektedir. Paraların üstüne genellikle kralın mührü ve amblemi basılıyordu. Kral, bu yöntemle paranın belli bir değere sahip olduğunun garantisini veriyordu. Bu krallar arasında, kendi dönemi içinde en ünlüsü ve en zengini Lidya Kralı Kroisos (MÖ 560 civarı),bizde bilinen adıyla Karun idi. Kroisos, o kadar çok altın ve gümüş para bastırdı ki bugün bile adı, zenginliğin simgesi olarak bilinir. (Karun kadar zengin ifadesi de buradan gelmektedir.) Madeni para henüz yeni bulunmuştu ki ilk sahte para da ortaya çıktı. Yunanistan’da, MÖ 6. yüzyıla ait sahte paralar bulunmuştur.
– Alıntıdır. Neden ve Nasıl Sayılı kitaptan
Bir yanıt bırakın