
Özgecan Aslan – 11 Şubat 2015) Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen üniversite öğrencisi. Aslan’ın yanmış bedeni 13 Şubat 2015 günü suçu beraberindeki iki kişiyle işlediğini itiraf eden kişinin jandarma ekiplerini olay yerine götürmesi ile bulundu.
Özgecan Aslan cinayetinin ortaya çıkması Türkiye çapında olayın ortaya çıktığı gün ve takip eden günlerde öfkeye ve gösterilere yol açtı. Binlerce kadın, kadınların tecavüzüne, şiddet görmesine ve öldürülmesine hükumetten yeterli tepkinin gelmemesiyle bu durumun normalleşmesi gerekçesiyle sokaklara döküldü. Gösterilerde kadına karşı şiddetle ilgili daha güçlü tedbirlerin alınması istendi. Olay sosyal medyada da büyük ilgi gördü ve ülke çapında pek çok gösterinin düzenlendiği 16 Şubat günü “Kara Pazartesi” olarak anıldı ve kadınların yaşadıkları taciz olaylarına sessiz kalmayarak anlatmaları istendi.
Cinayet ve zanlıların yakalanması
Cinayetin yaşandığı 11 Şubat 2015 tarihinde Özgecan Aslan, okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezinde arkadaşından ayrıldı ve ikamet ettiği Mersin’e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Özgecan Aslan’dan haber alınamayınca 11 Şubat 2015’te ailesi tarafından polise kayıp olduğu yönünde dilekçe verildi. Bu tarihten itibaren, kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan jandarmanın, kendilerine yol soran bir minibüsten şüphelenmesi üzerine yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlandı. Jandarma bu kişileri yakaladı. Ancak yapılan sorguda bir sonuca varılamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı.
Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan Aslan’a ait olduğu Özgecan’ın babası tarafından teşhis edilmesi üzerine Jandarma, minibüsü yeniden incelemeye aldı. Yeniden sorguya alınan 2 şüpheli, (Suphi Altındöken’in baba ve arkadaşı) cinayeti itiraf ettiler ve 3. bir kişinin de kendilerine yardım ettiklerini söylediler. Böylece 3. kişi Suphi Altındöken’in aranması süreci başladı.
Haberlerde ve minibüs şoförünün ifadesinde yer alan bilgilere göre şoför Suphi Altındöken, Mersin’e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus – Mersin Otoyolu’na doğru saptı. Sürücünün güzergahını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayan ve tepki gösteren Özgecan, şoförle tartıştı. Tecavüz girişiminde bulunan Suphi Altındöken’e Özgecan biber gazı kullanarak engel olmaya çalıştı. Ancak bunun ardından Suphi Altındöken tarafından birkaç kez bıçaklandı ve demir çubukla öldüresiye dövüldü. Tarsus’a geri dönen zanlı olayı babasına ve bir arkadaşına anlattı ve yardım istedi. Üç kişi olay yerine döndüler ve Özgecan Aslan’ın cesedini ormanda ateşe verdiler. Özgecan’ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken’in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle bu üç kişi Özgecan’ın ellerini keserek, olası bir DNA tespitinde bir eşleşmenin önüne geçmek istediler. Özgecan’ın tecavüze uğrayıp uğramadığı hakkında ise yapılan araştırmalar sonucu belli olacak.
Zanlıların tümünün yakalanmasından sonra polise verdikleri ifadeler sonucu Özgecan’ın cesedi, Cinderesi yatağında yüzünün ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulundu. Tarsus Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ceset yandığı için kimlik tespiti Özgecan’ın kıyafetleri üzerinden yapılabildi.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zgecan_Aslan_cinayeti
Bir yanıt bırakın